İnsan Sayısı Kadar Şifa Yolu Vardır

Dün tevafuk eseri önüme çıkan Sinan Canan’ın konuk olduğu bir programda anlattıkları ile zihnimde bir yerlerde ışık yandığını fark ettim. Programda zihnin hayatımızda taşıdığı anlam, zihnin farklı katmanları ile nasıl bir sistem olduğu ve şifa teknikleri üzerinde çok değerli bilgiler veriyordu.

Hayatta her zaman şuna inanırım. Hiçbir şey tesadüf değildir. Karşınıza çıkan her insan, duyduğunuz her söz, okuduğunuz her satır, dinlediğiniz her cümle, maruz kaldığınız her durum size bir şeyler anlatır. Aslında bir mesaj iletir. Hayatın bu mesajını anlayabilmek için bu koşturmacalı hayatın içinde durup biraz beklemek, etrafa bakmak, nefes almak ve fark etmek gerekiyor.

Dört sene öncesinde bu konularla ilk ilgilenmeye başladığımda insanın yalnızca bedenden ibaret bir varlık olmadığını, bu kadar sığ bir şekilde yaratılmanın bu mükemmelliğe yakışmadığını düşünüyordum. Ki bu süreçte anladım ki bir zihnimiz var, o zihnin bizi yöneten alt katmanları var. Ayrıca görünenin ötesinde manevi bir varlığımız yani ruhumuz var. O manevi varlık bize sezgilerimizle, hislerimizle ve içinde bulunduğumuz frekans alanıyla bağlantılı olarak pek çok bilgiyle rehberlik ediyor aslında..

Enerji çalışmaları son zamanlarda revaçta olunca, her popüler olana karşı taşıdığımız bir önyargı ile bunlara da önyargı ile yaklaşabiliyoruz. Araştırdığımızda görüyoruz ki, insanın beden deneyimi yaşayan özünde manevi bir varlık olduğu fikri, çok kadim bir öğreti ve biz modern dönemin getirdiği akılcı bakış açısı ile yalnızca maddi yapımıza odaklanıp manevi tarafımızı unutuyoruz. Sezgilerimizi görmezden geliyoruz. Hislerimizi bastırıyoruz. Duygularımızı yok sayıyoruz. Hâlbuki artık biliyoruz ki, bedende bir rahatsızlık varsa zihin ve ruh da bundan bağımsız değildir, olamaz. Zira bunların hepsi bir bütünün parçalarıdır. Ne zihni bedenden ayırabiliriz ne de ruhu zihinden.. Öyleyse ben insana zihin-beden-ruh bütünselliğinde bakarsam tam bir netice elde edebilirim demektir. Bu bütünsellik ile bakıldığında her insanın faydalanacağı yöntem farklı olabilir. Modern tıp, geleneksel tıp, enerji çalışmaları, bilinçdışı ile çalışan her türlü teknik, teknolojik her türlü makine, ilaç, bunlar sadece birer araçtır, amaç değildir. Şifaya giden yolda hepsi bana rehberlik edebilir ancak. Buna karşılık tek bir açıdan bakmak, yalnızca böyle olur, bununla olur demek, insan gerçeğine ne yazık ki uymuyor. Bu sebeple benim benimsediğim ve tavsiye ettiğim yol şudur:

‘İnsan için çalışan, insanın ihtiyaçlarını karşılayan, onun herhangi bir şekilde şifasına vesile olan her türlü teknik benim için bir rehberdir. Hepsini sevgiyle kabul eder ve gerektiği yerde gerektiği zaman kullanmak üzere alet çantama eklerim. Hiçbirisini yok saymam, görmezden gelmem, eleştirmem. Bu bağlamda; kişiye özel çalışmak ve insanın her şeyiyle biricik olduğunu dikkate almak en önemli şiârımdır.’

Sevgiler,

Büşra Betül.