Başkaları Birer Ayna

Kadının biri bir sabah yataktan kalkar ve henüz uykulu haliyle, mutfağa yönelir. O arada okula gitmek için evden çıkmakta olan kızıyla karşılaşır. Hemen kızının yüzündeki bir lekeyi fark eder. Bunun üzerine ona şöyle der: “Yüzündeki lekeyi gördün mü?” Bir peçete alır ve yok olması için lekenin üstünü ovalamaya başlar. Ama ne kadar ovalasa boşunadır, leke kaybolmaz. Bir süre sonra, denemekten vazgeçer ve kızı okula gider.

Bir saat sonra, kadın alışveriş yapmaya çıkar. Sokakta komşusuyla karşılaşır. Onun da yüzünün aynı yerinde kızındaki lekenin aynısından olduğunu hayretle görür. Sonra, biraz daha ileride mektupları dağıtmakta olan postacıda da aynı anormallik söz konusudur. Kadın şöyle düşünür: “Ama bu imkânsız. Yüzünde lekeler olan bütün bu insanlara ne olmuş böyle?” Onlara lekelerini göstermesinin faydası yoktur, ne kadar ovalarlarsa ovalasınlar, lekeleri silinmemektedir. Sonunda, onlardan biri, kadının da yüzünde leke olduğunu söyler. Dehşet içinde, hemen bir ayna çıkarır ve gerçekten de o lekeden kendisinde de olduğunu görür…

İnanılmaz! Bu bir salgın olmalı! Aceleyle bir kâğıt mendil çıkarır ve ovar, ovar… O zaman, mucize bu ya, leke çabucak kaybolur. En inanılmazı da, yüzündeki bu anormallik silindikçe, çevresindeki bütün insanların yüzlerindeki lekeler de yok olur. O zaman bilinci uyanır.

“Çevresindeki insanların, tıpkı aynadaki gibi, kendi yansımasından başka bir şey olmadıklarını anlar.” Bunu anlayınca, gülümser ve her şey çok daha basitleşir. O zaman, o sabah karşılaşmış olduğu herkese hitaben, zihninden şu teşekkür sözlerini söyler:

“Teşekkür ederim çünkü sizler olmasaydınız yüzümdeki lekeyi asla görmezdim ve onu asla silmezdim.”

/“HOOPONOPONO HAWAİİLİ ŞİFACILARIN SIRRI” kitabından alıntı